Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Epigenetik eğilim anne babanın sorumluluğunda”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dünya Çocuk ve Aile Koruma Platformu’nun düzenlediği, Eğitmen Yetiştiriciliği programına konuk olarak katılım sağladı. ‘Cinsel Kimlik Bozukluğu Ölçeği ve Yaşın Önemi’ başlığında konuşma yapan Tarhan; “Çocuğu 14 -15 yaşından sonra bize getirirseniz çok geç kaldınız demek zorundayız. Ergenlik yaşında kişi; ‘ben kimim, nereye yönelmeliyim, neden’ sorularını sorar. Çocuğun kendi kimliğini arayıp bulma dönemidir. Bu dönemde bizim yapacağımız en önemli şey çocuğa küçük yaşta yaşına uygun cinsel ve sosyal rolümüzü öğretebilmemizdir.” dedi. Epigenetik mekanizmaların düzelebilirliğine dikkat çeken Tarhan, epigenetik eğilimin anne babanın sorumluluğunda olduğunu kaydetti.
“Epigenetik, genetiğin kuantumudur”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanın sosyal değişime açık olduğu için epigenetiğe de açık olduğundan bahsetti. Tarhan; “Epigenetik, genetiğin kuantumudur. Çocuğa küçük yaşlarda ya da erken ergenlik dönemine kadar nasıl davranıyorsak o öğrendiği şeyler çocuğun gelişen ruhunda sanki genetik olarak olabiliyor, bulunuyor. Bunlar epigenetik demektir. Aslında doğuştan gelmiyor. Sonradan genlerde dizilim değişikliği oluyor o da polimorfizm oluyor. Bu bağımlılıkta olur. Bağımlılık tedavisinde epigenetik değişiklikler olur, beyin plastisitesi bozulur. Biyolojik tedavi yapılmadan hastaneye yatırıp yoğun tedavi yapılmadan bağımlılık tedavi edilmez. Epigenetik dizilim önemlidir. Hatta eğer öğretilmeye devam ederse bir iki nesil aktarılabiliyor. Eğer aynı sosyal öğretiye devam etmezse kendiliğinden kayboluyor, onun için kalıtsal değildir. Belki bir iki nesil genetik olarak geçebiliyor. Epigenetikle genetiğin böyle bir farkı vardır. Bu yaratılışta planlanmış bir şey ve insan sosyal değişime açık olduğu için epigenetiğe çok açıktır. Diğer canlılarda epigenetik fazla yoktur.” şeklinde konuştu.
“18 yaşına kadar doğal vasi anne-baba”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, cinsel kimlik konusunda da paylaşımlarda bulundu. Tarhan; “Cinsel kimlik tanımından ne anlıyoruz? Cinsel kimlik bozukluğu, bir kişinin yoğun biçimde karşı cins olmak istemesi veya karşı cins olduğu gerçeğine inanması durumudur. Hasta kendi biyolojik cinsiyetinden aşırı bir rahatsızlık duyuyorsa buna cinsel hoşnutsuzluk diyoruz. 18 yaşına kadar anne baba doğal vasidir. Burada anne babanın cinsel kimlik olarak çocuğa; ‘Ben senin cinsel kimliğini onaylamıyorum.’ deme hakkı vardır.” dedi.
“Epigenetik eğilim tamamen anne babanın sorumluluğundadır”
Epigenetik mekanizmaların düzelebilirliğine dikkat çeken Tarhan, epigenetik eğilimin anne babanın sorumluluğunda olduğundan bahsetti. Tarhan; “Vahşi çocuk olgusu, literatürde bunun gibi elli altmış olgu vardır. Anne baba ikisi de alkoliktir, çocuk tamamen fiziksel ve duygusal ihmalle büyüyor. Bahçede köpeklerin arasında büyüyor ve 10 yaşında çocuk bulunuyor. Çocuk bulunduğu zaman büyüdüğü hayvanların davranışlarını taklit ettiği gözleniyor. Epigenetik olarak bu çocuk artık yeme, içme, yürüme hepsinde öğrendiği hayvanın genetik ifadesine göre hareket etmiş. Davranışlarından kız erkek olduğu, insan olduğu bile belli değil. Bu çocuk 10 yaşında bulunuyor. 22 yaşında ancak ayakta durmayı ve birkaç bir şey konuşabilmeyi öğreniyor, 22 yaşında aileden alınıyor. Çocuk bulunduktan sonra öğrenebiliyor. Bu azda olsa epigenetik mekanizmaların düzelebilirliğini bize gösteriyor. Bazı anneler vardır ailede hep kız çocuğu olduğu için erkek çocuk heveslisidirler. En son doğan çocuk artık kız doğsa adı kız bile olsa onu erkek gibi yedirirler, içirirler, oyuncak silah vs. alırlar. Çocuk erkek gibi olur, erkek gibi davranır. Ergenliğe geldikten sonra; ‘Sen aslında kızsın.’ dedikleri zaman çocuk bunu kabul etmez. ‘Ben böyle daha rahatım.’ der. Bu kadın transseksüeli oluyor. Bu tamamen eğitim hatasıdır. Epigenetik eğilim bu nedenle tamamen anne babanın sorumluluğundadır.” ifadelerini kullandı.
“Domatesi bile organik yediren toplum bunu nasıl yapar?”
Bu dönemde yapılacak en önemli şeyin çocuğa küçük yaşta yaşına uygun cinsel ve sosyal rolümüzü öğretebilmek olduğuna değinen Tarhan; “Çocuğu 14 -15 yaşından sonra bize getirirseniz çok geç kaldınız demek zorundayız. Onun için yaş çok önemlidir. Ergenlik yaşında kişi, ‘ben kimim, nereye yönelmeliyim, neden’ sorularını sorar. Çocuğun kendi kimliğini arayıp bulma dönemidir. Bu dönemde bizim yapacağımız en önemli şey çocuğa küçük yaşta yaşına uygun cinsel ve sosyal rolümüzü öğretebilmemizdir. Öğretemediğimiz zaman şu anda bu konuda anaokulunda çocuğa; ‘Kız mı yoksa erkek mi olmak istiyorsun?’ diye soruyorlar. Kendi kimliği hakkında genleri hakkında karar verme hormon hapı veriliyor. Bu Amerika’ da, Kuzey Avrupa’ da yaygındır. Küçük çocuğa hormon hapı veriliyor. Kız çocuğuysa erkek hormonları veriliyor. Erkekse kadın hormonları veriliyor organı öyle gelişsin diye, bir domatesi bile organik yediren toplum bunu nasıl yapar? Şu anda cinsel özgürlük yaşı 12’ye düşsün diye tartışılıyor. 12 yaşından 18 yaşına kadar çocuk cinselliği rastgele yaşayabilsin diye tezler var. Bizim çok dikkatli olmamız gerekiyor. Şu anda evimize kadar girmiş küresel bir kültürel emperyalizm var. Bu konu hedef edilmiş bunu bilmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Cinsiyet hoşnutsuzluğu ölçeğini uyguladık”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, cinsiyet hoşnutsuzluğu ölçeği hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Tarhan; “2021’ de 18 yaş üzeri uygulanabilir yetişkin formunu geçerlilik çalışmaları yaptık. Türkçe formunu 25 madde ve tek boyuttan oluşturduk, klinikte kullanabiliyoruz. Kadınlara kadın versiyonu, erkeklere erkek versiyonu veriliyor. Ölçek uygulanırken biyolojik cinsiyet dikkate alınıyor ve kişinin ölçekteki ifadelere katılım sıklığı 1 hiçbir zaman, 5 her zaman olarak kullanılıyor. Akademik olarak yayınlandıktan sonra cinsiyet hoşnutsuzluğu ölçeği adı altında NP İstanbul’un web sayfasında kamuya açık, isteyen herkes kendini değerlendirebilecek. Daha sonra kişiden başlangıçta istenen e posta adresine otomatik olarak sonuçlandırılıp gönderiliyor. Burada cinsiyet hoşnutsuzluğu ölçeği Türkiye versiyonunda alınabilecek en düşük puan 25, en yüksek puan 125’dir. Buna göre ölçeğin toplamından alınan puan arttıkça cinsiyet hoşnutsuzluğu artıyor. 2007 yılında yapılan çalışmalarda 462 katılımcıyla gerçekleşen iş tutarlığı katsayısı yapılmış. Türkçe uyarlamada bizde 0.89 bulduk. Amerika duyarlılığı 97 çıktı, iyi yüksek bir duyarlılık. Türkiye’de geçerli güvenlik çalışması ilk ölçek üniversite öğrencileri trans yönelimli bireylerden oluşan 368 kişiye uygulandı. Üniversite öğrencilerinin cinsiyet memnuniyetsizliğinin az seviyede olduğu, sosyal olmayan erkek grubunda cinsiyet memnuniyetsizliğinin orta seviyede olduğu tespit edildi.” dedi.